Uzaktan Eğitim ile İlgili
Doğru Bilinen
Yanlışlar
Neşe Öztürk Turşin
zaktan eğitimin pek çok kesim tarafından pandemi
süreci ile hayatımıza girdiği düşünülse de aslında
çok daha eskilere dayanan bir öğretim yöntemidir.
Ancak teknolojik gelişmelerle birlikte gelişen ve
yerini günden güne sağlamlaştıran uzaktan eğitim
anlayışı pandemi süreci ile önemini bir kere daha ortaya
koymakta ve paydaşlar tarafından daha fazla onay
görmektedir. Özellikle uzaktan eğitim teknolojilerinin
pandeminin getirdiği imkansızlıklara çözüm getirebilecek bir
çare olarak değerlendirilmesinden dolayı yeni normalimizin
ayrılmaz bir parçası haline geleceği söylenebilir.
Bu süreçte gerek bireysel deneyimlerden gerekse yanlış bilginin
yaygın olduğu internet kaynaklı yapılan araştırmalardan,
uzaktan eğitim ile ilgili yanlış bilgilerin doğru kabul edildiği
görülmektedir.
15
Bu yanlışlardan ilki “Uzaktan eğitim
akademik bir disiplin değildir.
Uzaktan Eğitim anlayışı ilk ortaya
çıktığından bu yana alan yazında zaman
zaman tartışmalara neden olmuş olsa da
günümüzde bu düşünce şüphesiz etkili
olmayacaktır. Geleneksel yöntemlerden ya
da yüz yüze gerçekleştirilen eğitim
ortamlarından farklı bileşenlere sahip
olması açısından, uzaktan eğitimin farklı
bir eğitim biçimi olarak betimlenmesi
akademik bir disiplin olarak kabul
görmeyeceği anlamını taşımamaktadır.
Bir yaklaşımın akademik bir disiplin olarak
kabul görmesinin ölçütleri, etrafını
çevreleyen bir araştırma yapısının olması
ve üniversite düzeyinde bir çalışma ve
araştırma olgusu olarak algılanmasıdır.
Uzaktan eğitimin tanımlanması ve
oluşturulması sürecinde, gerçekleştirilen
araştırmalarda, yeni bir yaklaşım olması nedeni
ile daha çok kendisinden önce ortaya çıkmış
olan disiplinlerden yararlanılmıştır. Bu
disiplinlere örnek olarak eğitim, felsefe,
psikoloji, ekonomi, sosyoloji verilebilir. Bu
disiplinlerin uzaktan eğitim içeriğine
uyarlanması ile yeni bir disiplin doğmuş ve bu
alanda uzmanlaşmayı beraberinde getirmiştir.
Günümüzde pek çok üniversite uzaktan eğitim
üzerine lisan ve lisansüstü düzeyde çalışmalar,
sempozyumlar ve dersler gerçekleştirmektedir.
Bu yine uzaktan eğitimin akademik bir disiplin
olduğu gerçeğine işaret etmektedir. Bütün
bunların yanı sıra uzaktan eğitimin kuram,
uygulama ve teknolojiyi birleştiren yapısı ile
eğitim ortamlarındaki birtakım problemlere
çözüm sunan yenilikçi yaklaşımlara sahip
olması, sürekli gelişme göstermesini ve
akademik bir disiplin olarak değerlendirilmesini
sağlamıştır.
“Uzaktan Eğitim öğretmen
merkezli bir eğitim anlayışıdır.
uzaktan eğitim hakkında bilinen yaygın
yanlış ifadelerden birisidir. Uzaktan eğitim,
yalnızca asenkron bir model tercih edilerek
tasarlanmış dahi olsa, yine de öğrenme
sorumluluğu öğrencide olacağı için öğrenci
merkezli bir eğitim modeli olacaktır. Ayrıca
öğrenciye sunulan içerik öğrenci-öğrenci,
öğrenci-öğretmen ve öğrenci-içerik
etkileşimini desteklediği sürece bu görüş
ancak bir yanılgıdan ibaret olacaktır.
Öğrenci, öğrenme sürecini kendisi
planlamak durumunda olacak ve
öz-değerlendirme yapabilecek pozisyonda
bulunduğu için de yine öğrenci merkezli bir
yaklaşım olduğu savunulabilecektir.
Şüphesiz hiçbir eğitimci öğrenciye yalnızca
okuma ve dinleme içeriği sunarak tatmin
olmayacaktır. Günümüz teknolojisinin
imkanlarını da göz önünde bulundurursak
öğretmen muhakkak birden fazla iletişim
kanalı sunacak, öğrenciye kendini ve
akranlarını değerlendirme imkânı
sağlayacaktır.
Uzaktan eğitim hakkında bilinen bir diğer
yanlışlık ise
“Uzaktan Eğitim ve Açık
Öğretim aynı anlam ifade
etmektedir.
Sıkça karıştırılan bu iki
kavram tamamen aynı olmamakla birlikte
tamamen ayrı nitelendirmek de uygun
olmayacaktır. Aralarındaki temel fark Açık
öğretimin asenkron olarak tasarlanması ve
anlık etkileşime uygun kanallara sahip
olmamasıdır. Diğer bir deyişle uzaktan
eğitim hem senkron hem de asenkron
yöntemleri kapsadığı için açık öğretim
modellerinde kullanılan yaklaşımlara da
sahip olabilecektir. Aşağıdaki şekilde
somutlaştırılmış bir biçimde durumu
özetlemek uygun olacaktır.
incelemelerde uzaktan eğitim
uygulamalarının uygulamaların ilk olarak
mektuplarla ortaya çıktığını yani dönemin
teknolojik şartlarına uygun, uzaktan
iletişimi destekleyen kanallardan
faydalanıldığını gözlemlemekteyiz. Ancak
bu noktada 20 Mart 1728 tarihi önemli bir
yere sahiptir. Çeşitli kaynaklara göre, bu
tarihte Boston Gazetesi’nde “Steno
Dersleri” nin uzaktan eğitim aracılığıyla
verileceği açıklanmıştır. 1833 yılında verilen
başka bir ilanda ise mektuplar aracılığıyla
öğrenim gerçekleştirileceğine dair bir bilgi
mevcuttur.
“Uzaktan Eğitimin tarihsel süreci
hakkında yanılgılar.
bilinen
yanlışlardan birisidir. Uzaktan eğitim ile ilgili
mevcut yanılgılardan bir diğeri de uzaktan
eğitim ile ilgili gerçekleşen örnek
uygulamaların ve araştırmaların 1950’li yani
bilgisayar teknolojisinin hayatımıza girmeye
başladığı dönemlerden geriye gitmediği
algısıdır. 1990 yılından sonra internet ile
birlikte yapılan çalışmaların ivme kazandığı
inkâr edilemez ancak uzaktan eğitimin
geçmişi çok daha eskilere dayanmaktadır.
Yapılan araştırmalarda uzaktan eğitim
fikrinin 1700’lü yıllara kadar uzandığı
görülmektedir. Tarihsel açıdan yapılan
Kaynakça
Bates, T (2008). What is distance education? https://www.tonybates.ca/2008/07/07/what-is-distance-education/ 10.10.2020 tarihinde erişilmiştir.
Boz Yüksekdağ, B. (2016). Açık ve uzaktan eğitimde öğrenme. AUAd, 2(4), 127-138
Bozkurt, A. (2017). Türkiye’de uzaktan eğitimin dünü, bugünü ve yarını. Açıköğretim Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi, 3(2), 85-124.
Çoban, S. (2012). Uzaktan ve teknoloji destekli eğitimin gelişimi. Retrieved, 1, 2013.
Demir, E. (2014). UZAKTAN EĞİTİME GENEL BİR BAKIŞ. Dumlupinar University Journal of Social Science/Dumlupinar Üniversitesi Soysyal Bilimler Dergisi, (39).
Kaya-Z. (2002).Uzaktan Eğitim. Ankaya: Pegem A Yayınları
Kırık, A. M. (2014). Uzaktan eğitimin tarihsel gelişimi ve Türkiye’deki durumu.
Özbek, O. E. A. (2014). Açık ve Uzaktan Öğrenmenin Günümüzdeki Durumu.
Gürer, M. D., Tekinarslan, E., & Yavuzalp, N. (2016). Çevrimiçi Ders Veren Öğretim Elemanlarının Uzaktan Eğitim Hakkındaki Görüşleri. Turkish Online Journal of Qualitative Inquiry, 7(1).
1840 yılına gelindiğinde İngiltere’de Isaac Pitman tarafından yine mektuplar aracılığıyla İncil
eğitimi gerçekleştirilmiştir. Pitman hatta bir not değerlendirme sistemi oluşturarak kendisine
iletilen çalışmalar neticesinde başarı notu vermiştir. O yıllarda İngiltere’den ilham alan
Amerika Birleşik Devletleri’nde 1883 Yılında Mektupla Eğitim Üniversitesi kurulmuştur.
Almanya ve Fransa, Rusya, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra o tarihlerde gelişmekte
olan Avusturalya, Güney Afrika (Ümit Burnu Üniversitesi), İsveç, gibi gelişmekte olan
ülkelerde de de mektupla uzaktan eğitim çalışmalarına örnek programlar yer almıştır.
Asya Kıtası ve Türkiye üzerine yapılan araştırmalarda ise 1880-1930 yılları arasında uzaktan
eğitim çalışma ve projelerinin birçok ülkede ve ülkemizde hayata geçirildiğini
gözlemlemekteyiz. 1920’li yıllardan itibaren kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte
Radyo daha sonrasında Televizyon üzerinden uzaktan eğitim uygulamalarının yaygınlaştığını
görmekteyiz. Öncelikle özel kurumlar tarafından gerçekleştirilen bu uygulamalar daha sonraki
süreçlerde devlet tarafından da ilgi ve destek görmüştür. Özellikle savaş yıllarında
eğitim-öğretimin kesintisiz devam edebilmesi için kilit rol oynadığı savunulabilmektedir.
1980 yılı sonrası Bilişim Teknolojileri ve çeşitli bilgi depolama ve aktarma (Disket, CD, arpanet,
fiber optik kablolama vb) teknolojilerinin ve 1990 yılı sonrası İnternet hizmetlerinin gelişimi de
Uzaktan Eğitim ve Teknolojiyi sağlam bir bağ ile birbirine bağlamış ve yapılan çalışma ve
araştırmalarda önemli ölçüde bir artış görülmektedir. Özetle, 1700lü yıllardan günümüze
kadar uzaktan eğitim de teknolojiyle doğru orantılı olarak değişim ve gelişim göstermiş ve
çok daha etkili bir hale geldiği söylenebilir.